RÜZGARIN ATTIĞI ADAM:
Hoca bir gün boş bir bostana dalar yolar temizler bostanda ne varsa marullar patlıcanlar salatalar. Doldurur bir çuvala tıka basa tam yükü yüklenecekken Çam yarması bir adam peyda olur herif der ne arıyorsun burada hoca bir düşünür ve cevabı bulur Der ki:
-Dün bir rüzgar çıkmıştı ya o attı beni buraya
-Demek seni buraya atan rüzgar peki ya bu patlıcanlar marullar onları da hep rüzgarmı kopardı
-Evet biraz fazlaca esiyordu beni öteye beriye savurdu neye uğradığımı bilemedim bari şunlara tutunayımm dedim neye tutundum sa elimde kaldı.
Bunun üzerine bostancı kızar:
-Peki çuvala koyan da mı rüzgar söyle kim doldurdu çuvala bunu?
Hoca tatlı tatlı kaşır burnunu
sonra döner der ki:
-ilahioğlum işte ben de onu düşünüyorum ya......
______________________
Hoca aksamleyin eve dogru yururken, baklava seven bir koyluyle karsilasir.
-Hoca, kisa bir sure once bir adam buyuk bir tepsi baklava goturuyordu...
-Beni ilgilendirmez!
-Fakat adam tepsiyi sizin eve goturuyordu.
-O zaman seni ilgilendirmez!
_________________
Nasreddin Hoca bir cimri tanidiginin evine gittiginde tanidigi ona bayat ekmek ile bir tabak bal ikram etmis. Nasreddin Hoca bayat ekmegi disi kesmeyince sinirinden bali kasikla yemeye baslamis. Ev sahibinin gözü yerinden oynamis :
-Aman efendim, bal ekmekle yenmez ise, insanin içini siyirir, demis.
Nasreddin Hoca hiç ses çikarmadan bali bitirmis ve :
-Kimin içinin siyrildigini Allah biliyor, demis.
____________________
Nasreddin Hoca abdest alirken, bir ayagina su yetmemis. Namaz kilarken de bir ayagini yukar kaldirarak namaz kilmis. Bunu gören cami cemaati :
-Hocam bu nasil namaz? diye sormus.
Nasreddin Hoca :
-Bir ayaği abdestsiz namaz, diye cevap vermis.
_________________
Birgün bir fakir bir adam elinde sağdece kuru bir ekmekle yürürken bir lokanta görmüş çook güzel yemekler pişiyormuş.Adam dayanamayıp ekmeğini yemeğin buharına tutup tutup yiyormuş bunu
aşçı görmüş demişki;
AŞÇI: -Burda ne yapıyorsun.
ADAM: -Yemekler çok güzeldi bende ekmeğmi buharına tutuyordum.
AŞÇI: -O zaman parasını ver!!!
ADAM: -Ben birşey yapmadımki sadece ekmeğimi buharına tutup yedim.
AŞÇI: -O zaman kadıya gideceğiz.
Demiş;
Adamla aşçı gitmişler kadıya. aşçı kadıya söylemiş kadı(hoca) aşçıya yakalaş demiş aşçı hemen yanına gitmiş hoca içi para dolu kese çıkarmış hoca aşçıya kulağını yaklaştır demiş. aşçı yaklaştırmış hoca keseyi biraz sallamış aşçı sormuş hocam siz bana vermedinizki demiş. Hoca eeee o senin yemeğinin buharını almış sende paranın sesini alırsın demiş...
____________________
içki yasağının oldugu dönemde bektaşiyi yakalarlar.
Bektaşi
-Bırakın, beni neden götürmek istiyorsunuz?
-İçki içmişşin seni suç aleti (boş şişe)ile yakaladık.
Bektaşi
-Bende zina aletide var!!!
______________________
Bektaşi ile bir hoca birlikte yola çıkmışlar, bir süre sonra hoca :
-Namaz saati! demiş, başlamış kılmaya...
Rekat üstüne rekat, selam üstüne selam... Bektaşinin beklemekten canı sıkılmış, hoca namazı bitirince sormuş :
-Yahu bu ne uzun namaz böyle?
-Kazaya kalmış namazlarım vardı, onları eda eyledim!
Bektaşi :
-Eh ben de bir namaz kılayım! demiş ve başlamış namaza...
Ama ne namaz, bitmiyor, sonunda hoca dayanamamış :
-Erenler, senin namaz da uzun sürdü!
-Önümüzdeki haftanın namazını kıldım!
Hoca şaşırmış :
-Yahu olur mu böyle şey?
Bektaşi gülmüş :
-Yukarıdaki senin veresiyeni kabul ediyor da, benim peşinimi niye kabul etmesin?
______________________
Bektasi, evinde misafir oldugu için, karpuzcuya ugramis:
-Iyi karpuzun var mi?
-Kurabiye gibi baba, güven bana!
-Peki öyleyse iyi bir tane ver bakalim.
Karpuzcu birini seçip vermis.Baba erenler, almis ve eve gitmis.
Bektasi, yemekten sonra, konuklarinin önünde karpuza gururla biçagi vurmus.Fakat o ne?Ilk biçak darbesinden sonra etrafi koku salmis. Karpuz ikiye ayrilinca, fos diye çürüyen içi masaya yayilmis.Tabii her taraf berbat, Bektasi ise mahçup olmus. Baba, sabahi zor etmis ve solugu karpuzcuda almis:
-Erenler, seni tebrik ederim?
Karpuzcu sasirmis:
-Hayrola baba, beni niye tebrik ediyorsun?
Bektasi:
-Ulan kesmeden, delmeden o karpuzun içine nasil siçtin, dogrusu sasip kaldim. Seni onun için tebrik ediyorum.
___________________
BİR GENELGE İLE İSTANBULDAKİ BÜTÜN ERZURUMLULAR MEMLEKETLERİNE GÖNDERİLECEKMİŞ. POLİS HER YERDE ERZURUMLU ARIYORMUŞ. BİZİM ERZURUMLU ARKADAŞLARINA SİZ MEMLEKETE GİDİN BEN BURADA KALACAĞIM DEMİŞ. HERKES GİTMİŞ BİZİMKİ KALMIŞ.
BOĞAZ KÖPRÜSÜNDE POLİS KONTROL YAPIYORMUŞ. BİZİMKİNİ DURDURMUŞLAR.
KONTROLDEN SONRA POLİS SORMUŞ
-NERELİSİN SEN?
-İSTANBULLUYAM.
POLİS İNANMAMIŞ TABİ...KENDİNCE UFAK BİR SINAVA TABİ TUTMUŞ VATANDAŞI.
-MADEM İSTANBULLUSUN TOPRAK DE BAKİM
-TORPAAAAK
-YAPRAK DE BAKİM
-YARPAAAAK
-KÖPRÜ DE
-KÖRPÜÜÜÜÜÜÜ
DEMİŞ. YÜRÜ MEMLEKETE.
2 GÜN SONRA KAHVEDE ARKADAŞLARI BİZİMKİNİ GÖRÜR. ULA NE OLDU DİYE SORARLAR.BİZİMKİ DERKİ.
-BANA DEDİÇİ TORPAK DE, DEDİM
YARPAK DE, ONUDA DEDİM
HERHAL O KÖRPÜ VARYA KÖRPÜ ONU DİYEMEDİM
_____________________
Teyo pehlivan, Hasankale’de düzenlenen resmi güreşe çıkar. Rakibi Maraş’lı biridir, Maraş’lı pehlivan bizimkini yener, hakem Hasankale’li olduğundan taraf tutar yenilgiyi saymaz.
Tekrar güreşirler Maraş’lı tekrar yener bu kez kule hakemleri kabul etmez. Maraş’lı pehlivan bu duruma kızar, güreş başlar başlamaz Maraşlı pehlivan bizimkini öyle bir yere çalar ki...
iki omuzu yerde olan Teyo pehlivanın göğsüne oturur ve derki:
-“Şimdide mi yenilmedin?”
Teyo gayet pişkin cevap verir:
-“Ben ne bilim onrara sor....”